Temerrüt faizi talep ettiğimiz icra takiplerinde ve davalarda kalıp olarak kullandığımız “yasal faiziyle tahsiline” talebinin dayanağı olan 3095 sayılı Kanun’un 1. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. 22.07.2025 tarihli, 2024/24 E., 2025/164 K. Sayılı karar 1 Aralık 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlandı. Fakat iptal kararı, yayım tarihinden dokuz ay sonra yürürlüğe girecek.
İptal kararının kapsamına ilişkin önemli bir kısıtlama söz konusu. İptal başvurusunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan Kahramanmaraş 3. İdare Mahkemesi’nin önündeki uyuşmazlık sözleşmeye dayalı bir uyuşmazlık olmadığı için Anayasa Mahkemesi, mevzuat gereği zorunlu olarak bu iptal kararını “sözleşmeden kaynaklanmayan” borç ilişkileri ile sınırlı olarak verdi.
Ancak herhangi bir mahkeme, önündeki sözleşme kaynaklı uyuşmazlık için 3095 sayılı Kanun’un 1. maddesinin iptali talebiyle AYM’ye yeni bir başvuru yaparsa aynı madde bu kez sözleşme kaynaklı uyuşmazlıklar yönünden de iptal edilecektir.
Kararın gerekçesine baktığımızda özellikle; enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde bu kanun hükmünün alacaklının zararını karşılama bakımından yetersiz kaldığı, yine bu maddeyle Cumhurbaşkanı’na verilen faizi iki katına kadar artırma yetkisinin yeterli olmadığı, hukuk sistemimizde faizle karşılanamayan (munzam) zararın giderilebilmesi bakımından etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı vurgulanmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını, kısa süre önce verdiği munzam zarar kararıyla birlikte okumak gerekir (Caner Şafak Başvurusu-2024/41763, 08.07.2025).
Anayasa Mahkemesi munzam zarar davalarıyla ilgili daha önce (2017’de) verdiği bireysel başvuru kararında, Yargıtay’ın uyguladığı “somut ispat” uygulamasının Anayasa’ya aykırı olduğunu tespit etmiş ancak buna rağmen Yargıtay, uygulamasını sürdürmüştü. En son verdiği 08.07.2025 tarihli munzam zarar kararında da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın bu ısrarlı uygulaması karşısında ülkemizde munzam zararın giderilmesi bakımından etkili bir hukuk yolunun bulunmadığı tespitini yapmıştı.
Bu kez önüne gelen iptal başvurusunda Mahkeme, 3095 sayılı Kanun’un 1. maddesini yine munzam zarar davaları bakımından etkisiz kaldığı gerekçesiyle iptal ederek, bir kez daha topu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne atmış, munzam zarar konusunu daha belirgin şekilde ve Yargıtay’ı, mevcut ısrarlı uygulamasını değiştirmeye mecbur bırakacak yeni bir yasal düzenleme yapılmasını amaçlamıştır.
Bakalım, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki bu “munzam zarar düellosunda” sonuç ne olacak…
01.12.2025
Prof. Dr. Umut Yeniocak