İnternet Alışveriş Platformlarının Tüketiciye Karşı Sorumluluğu - Yargıtay Kararı Analizi

26.01.2022

@sozlesmeakademisi 


25 Ocak 2022 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararına konu olan olayda, internetteki bir alışveriş platformundan yiyecek siparişi veren kişinin, gelen sipariş paketinin içinde sigara izmaritine rastlaması sonucunda, satıcıya ve internet sitesine karşı açtığı dava söz konusudur.

 

Tüketici tarafından tüketici hakem heyetine yapılan başvuru sonucunda hakem heyeti, hem alışveriş platformu (aracı hizmet sağlayıcı) olan internet sitesini hem de siparişin satıcısı pozisyonunda olan pastaneyi sorumlu tutmuştur.

 

Bunun üzerine, alışveriş platformu olan internet sitesi tüketici mahkemesine başvurarak, kendilerinin sadece alışveriş yapmak isteyenlerle satıcıları buluşturan bir platform (aracı hizmet sağlayıcı) olduklarını, satıcı olmadıklarını, bu sebeple siparişlerde yaşanan bu tür problemlerden sorumlu tutulamayacaklarını ileri sürmüştür.

 

Tüketici Mahkemesi ise, dava konusu alışverişin, tüketicinin bu alışveriş platformunun ismine duyduğu güven sebebiyle gerçekleştiğini, bu sebeple internet sitesinin de satıcı ile birlikte sorumlu olduğuna karar vermiştir.

 

Verilen karar, dava değeri itibariyle kesin olarak verildiği için dava, bir üst mercie götürülememiştir.

 

Ancak Adalet Bakanlığı, kanundan doğan yetkisini kullanarak, bu karara ilişkin “kanun yararına bozma” dediğimiz başvuruyu yapmış, bunun üzerine tüketici işlemleri ile ilgili davalara bakan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, benzer başvurularla ilgili bir içtihat oluşturmak bakımından dosyayı ele almıştır.

 

Ülkenin ticaret hayatı bakımından stratejik öneme sahip bu meseleyi ele alan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin, aracı hizmet sağlayıcı pozisyonundaki alışveriş platformlarının, satın alınan ürünlerle ilgili problemlerden dolayı sorumlu tutulamayacakları yönünde bir karar verdiğini görüyoruz.

 

Bu kararda Yargıtay’ın önemli bir hata yaptığını söyleyebiliriz.

 

Şöyle ki; Yargıtay, kararına dayanak olarak sadece elektronik ticareti düzenleyen Kanundan ve Yönetmelikten bahsetmiştir. Ne var ki, kararda dayanak olarak gösterilen, e-ticarete ilişkin Kanun ve Yönetmelik düzenlemeleri, daha çok, suç teşkil eden içerikler ya da marka ihlali ve benzeri fikrî – sınai hak ihlalleriyle ilgili olarak bu tür aracı platformların sorumluluklarını sınırlandıran kurallar olup platform üzerinden yapılan satışlardan sorumluluk konusuyla ilgili değildir.

 

Hâlbuki tüketicilerin, bu tür aracı hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla yaptıkları alışverişlerle ile ilgili Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da özel bir kural yer almaktadır. Yargıtay’ın verdiği kararda bu kuraldan hiç bahsedilmediğini görüyoruz ki bu, verilen kararın sonucunu doğrudan ilgilendiren önemli bir eksikliktir. Yargıtay, bu davada asıl olarak uygulaması gereken kuralı gözden kaçırmıştır.

 

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 48. maddesinin 5. fıkrasına baktığınızda, bu tür alışveriş platformlarının (aracı hizmet sağlayıcıların), platform üzerinden yapılan satışlarla ilgili olarak, tüketicilere karşı sorumlu olduklarına ilişkin bir hüküm yer almaktadır. Özellikle, bu fıkranın ikinci cümlesini ve hükmün gerekçesini okuduğumuzda, internet üzerinden yapılan satışlara aracılık eden internet sitelerinin tüketicilere karşı sorumluluklarının vurgulandığını ve bu hükmün Kanuna bu amaçla konulduğunu anlıyoruz.

 

Hâl böyleyken Yargıtay’ın bu maddeye, maddenin gerekçesine hiç değinmeden, tüm Ülkenin ticari yaşamı ve tüketiciler hakkındaki çok önemli bir konuda böyle bir karar vermiş olması talihsiz olmuştur.

 

Çoğu zaman satış bedelini tüketiciden doğrudan tahsil eden, tüketicilerin alışveriş kararlarını yönlendirme potansiyeli bulunan, yaptıkları reklam, promosyon ve benzeri faaliyetlerle bazı satıcıları öne çıkaran, tüketicileri bu satıcılarla alışverişe teşvik eden, bu kadar güçlü ve etkili ticaret aktörlerinin, aracılık yaptıkları satışlardan tamamen sorumsuz olduklarını kabul etmek, hukuk sistemimiz bakımından da büyük bir hatadır.

 

Yargıtay’ın bu hatalı kararını kısa süre içerisinde yeniden gözden geçireceğini ve düzelteceğini düşünüyorum. Aksi hâlde bu uygulama, tüketiciler ve tüm Ülke ekonomisi bakımından büyük problemlere sebep olacaktır.

26.01.2022

Doç. Dr. Umut Yeniocak

Hits: 513
Paylaş