Dövizle Sözleşme Yapma Yasağına Aykırı Kira Sözleşmelerinin Akıbeti

04.01.2024

13 Eylül 2018’de yayımlanarak yürürlüğe giren Cumhurbaşkanı Kararıyla, Ülkemizde yabancı para birimiyle (dövizle) sözleşme yapmak önemli ölçüde yasaklanmıştır.

 

Hangi sözleşmelerin bu yasak kapsamına girdiği ve istisnaların neler olduğu konusu biraz karmaşık. Zira bahsi geçen yasak ve yasağın istisnaları, Bakanlık tebliğleriyle düzenlenmekte olup yasağın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana ihtiyaca göre çok sayıda değişiklik yapılmıştır.

 

1567 sayılı Kanun’un 1. maddesine dayanılarak yayımlanan “Türk Parası Kıymetini Korunması Hakkında 32 Sayılı Karar” ve bu kararın uygulamasına ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2008-32/34 sayılı Tebliği’nin “Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Sözleşmeler” başlıklı 8. maddesi, konuyla ilgili ayrıntılı düzenlemenin yer aldığı mevzuat hükmüdür.

 

Bu maddeye baktığımızda genel olarak satış, kira, iş, eser ve danışmanlık, aracılık, taşımacılık ile diğer iş görme sözleşmelerinde (Tebliğ’in deyimiyle “hizmet sözleşmelerinde”) bedelin dövizle belirlenmesinin kural olarak yasaklandığı anlaşılmaktadır.

 

Yasağa aykırılığın yaptırımı, özellikle kira sözleşmelerinin akıbeti

 

Gelelim bu yasağa aykırı olarak dövizle yapılan sözleşmelere uygulanacak yaptırım konusuna. 2018’de dövizle sözleşme yapma yasağı ilk yürürlüğe girdiği dönemde, yasağa aykırılık hâlinde uygulanacak yaptırımın 1567 sayılı Kanun’un 3. maddesinde para cezası olarak düzenlenmiş olduğunu ve bunun ötesinde bir yaptırımın uygulanmaması gerektiğini uzun uzun anlatmıştım.

 

Ne var ki, bu konuyla ilgili ilk yargı uygulamaları, benim savunduğum tezin tersine, dövizle sözleşme yapılması yasağına aykırılığın mahkemece resen dikkate alınması gereken kamu düzenine ilişkin bir husus olduğu gerekçesiyle, mahkemelerin önlerine gelen sözleşmelerde bu yasağa aykırılık olup olmadığını incelemeleri gerektiği yönündedir.

 

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin uygulaması

 

Özellikle, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin, alacak iddiasıyla icra mahkemelerinin önüne gelen kira sözleşmesinin dövizle sözleşme yasağına aykırı olarak akdedilmiş olması hâlinde mahkemenin bunu resen dikkate alması ve geçerlilik denetimi yapması gerektiği yönündeki bozma kararları tartışmaya değer.

 

Örneğin aynı Daire’nin son dönemlerde verdiği “icra mahkemesi dar yetkilidir o yüzden tahliye taahhüdüne dayanılarak tahliyesi talep edilen taşınmazın aile konutu olduğu iddiasını araştıramaz” mealindeki kararlarıyla karşılaştırıldığında, sahi bu icra mahkemelerinin araştırma yetkisi nerede başlayıp nerede bitiyor diye sormaktan kendimi alamıyorum.

 

Bu kararlardan çıkan sonuç şu; şayet kira sözleşmenizde bedel, bahsi geçen yasağa aykırı olarak, dövizle belirlenmişse alacak iddiasıyla konu yargıya taşındığında bir anda alacaklıyken borçlu hâle gelebilirsiniz. Zira Yargıtay’ın bu kararlarından, mahkemenin alacak hesabını yaparken döviz üzerinden değil TL üzerinden hesap yapması gerektiği anlaşılıyor.

 

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin bu yöndeki kararlarından biri şöyle:

 

Yargıtay 12. HD, 29.05.2023, 3250/3755

 

—  Türk parasının kıymetinin korunması amacıyla yürürlüğe konulan mevzuatta 2018 yılında yapılan değişiklik ile döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak sözleşme yapma özgürlüğüne sınırlama getirilmekle ekonomik kamu düzeninin korunması amaçlanmış olup bu durumun mahkemelerce resen dikkate alınması gerekmektedir.

—  Somut olayda, taraflar arasında 01.02.2020-31.12.2027 (31.12.2029) tarihleri arası belirli süreli kira sözleşmesi imzalandığı, yıllık kira bedellerinin ilk beş yıl 180.000 Euro, daha sonraki yıllarda 250.000 Euro yıllık kira bedeli olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.

—  O halde mahkemece, kamu düzeni ile ilgili bu değişikliğin, takip talebinde talep edilen ödenmeyen kira alacakları açısından değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekir.

 

 

Peki hangi tarihli kur üzerinden TL’ye çevrilecek?

 

Ancak 12. Hukuk Dairesi’nin bu kararlarında, dövizle belirlenen kira bedelinin TL’ye çevrileceği tarih bakımından bir açıklama yer almıyor.

 

Yasağın ayrıntılarını düzenleyen 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ, 13 Eylül 2018 itibariyle yürürlükte olan kira sözleşmelerinde taraflar bedelin TL’ye dönüştürülmesi için anlaşamazlarsa, bedelin 2 Ocak 2018 tarihli kur üzerinden TL’ye çevrileceği düzenlenmiştir. Yeri gelmişken tekrar belirteyim ki, bu düzenleme açıkça Anayasaya ve Kanuna aykırıdır. 2018 Eylül ayında yapılan düzenlemeyle sözleşme bedelinin 2018 Ocak ayındaki kurdan TL’ye çevrilmesi hukuken açıklanabilir bir durum değil.

 

Eylül 2018 itibariyle yürürlükte olan kira sözleşmelerinin TL’ye nasıl çevrileceğine ilişkin kural bu şekilde. Peki 2018’den sonraki tarihlerde, yasağa aykırı olarak dövizle kira sözleşmesi yapılmış olması hâlinde bir yaptırım olarak bedelin mahkeme tarafından TL’ye çevrilmesinde hangi tarih esas alınacaktır?

 

Ben, yasağa aykırı sözleşmelere bu şekilde müdahale edilmesini yanlış bulduğum için bana göre 1567 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre idari para cezası ödenmesi dışında bir yaptırım olmamalıdır. Ancak daha önce de belirttiğim gibi, Yargıtay konuya böyle yaklaşmıyor.

 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bir kararı bu soruya dolaylı bir cevap olarak yorumlanabilir. Karara göre, Eylül 2018’den sonra yasağa aykırı olarak dövize endeksli olarak belirlenmiş kira bedeli, sözleşme tarihi itibariyle TL üzerinden (dövize endeksli olmaksızın) yeniden belirlenmeli ve kiraya verenin alacak iddiası buna göre hesap edilmelidir.

 

Görüldüğü gibi, bu olayda da kiraya veren, alacak iddiasıyla açtığı davada, kira bedeli TL üzerinden hesapladığı için birden borçlu pozisyonuna düşmüştür.

 

Yargıtay 3. HD, 16.11.2021, 1139/11528

 

—  Bu itibarla; taraflar arasında 01/02/2014 tarihinde akdedilen, dava tarihi itibariyle ifası devam etmekte olan kira sözleşmesinin "Özel Şartlar" başlıklı kısmının 1 inci maddesindeki; ilk beş yıl bitiminde kira bedelinin yıllık net 120.000 $ karşılığı TL yıllık olarak ödenecektir. " şeklinde dövize endeksli olarak belirlenen bu kira bedelinin Türk Lirasına göre yeniden belirlenmesinde zorunluluk olmakla sözleşme taraflarınca bu konuda mutabakata varılarak yeniden belirleme yapılmadığından ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen ilgili mevzuat hükümleri uyarınca değerlendirme yapılıp gerekirse alanında uzman bilirkişi raporu alınmak suretiyle sözleşmede dövize endeksli olarak belirlenen kira bedelinin 01/02/2019 tarihinden geçerli olmak üzere Türk parası cinsinden yeniden belirlenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle davanın reddine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

 

Prof. Dr. Umut Yeniocak

04.01.2024

Hits: 8033
Paylaş