Yargıtay'ın munzam (aşkın) zarar davalarında zararın somut olarak ispatını arayan yerleşik içtihadının hak ihlali teşkil ettiği yönündeki Anayasa Mahkemesi'nin 2014/2267 başvuru numaralı kararının ardından bazı Yargıtay Daireleri ve bazı Bölge Adliye Mahkemeleri, AYM kararına atıf yaparak, enflasyonun temerrüt faizi oranından yüksek olmasını, faizle karşılanamayan zararın ispatı için yeterli gören kararlar verdiler ve eski içtihatlarını terk ederek AYM’nin bu içtihadını benimsediler.
Ancak bazı Yargıtay Daireleri ile bazı Bölge Adliye Mahkemeleri, paradaki değer kaybının yüksek enflasyon ve benzeri araçlarla ortaya konulmasını yeterli bulmayarak, AYM kararına uymayan "somut ispat" içtihadını uygulamaya devam ediyorlar.
2023 yılında verilen iki örnek kararı incelediğimizde, bu içtihat farklılığının ne denli büyük hak kayıplarına sebep olduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple, bu hususta zaman geçirmeden bir içtihadı birleştirme kararı verilmesi zorunludur.
İncelediğimiz kararlardan biri Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne ait. Gerekçesinde konuyla ilgili bir açıklama görmüyoruz ama sonuç olarak AYM kararına aykırı yönde bir karar verilmiş. Karar özeti şöyle:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
15.02.2023, 2021/5036 E., 2023/847 K.
"Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispat yükü üzerinde olan davacı alacaklının karineten veya soyut varsayımlara dayalı iddialarını somutlaştıramadığı, dosyaya somut deliller sunamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir."
...
"... kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir."
Bu karara muhalefet şerhi yazan bir Üye ise, AYM kararına atıf yaparak çoğunluğun kararına katılmadığını beyan etmiştir.
İkinci karar ise, Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi'ne ait. Temyiz yolu açık olmayan bu karar ise, tamamen AYM kararına atıf yapılarak ve aynı ilkeler benimsenerek verilmiş. Karar özeti şöyle:
Ankara BAM 11. Hukuk Dairesi
15.02.2023, 2021/5036 E., 2023/847 K.
"...ülkemizde yaşanan ve herkes tarafından bilinen enflasyon, artan fiyatlar, döviz artışı vs. gibi olgular nedeniyle her zaman alacaklıların zararının temerrüt faizi ile karşılanması mümkün olmayacağından, öncelikle munzam zarar talep edilen alacakla ilgili temerrüt tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süredeki enflasyon verilerini gösterir TEFE, TÜFE-ÜFE oranları, banka vadeli mevzuat faiz oranları, döviz kurları, devlet tahvil faiz oranları, işçi ücretleri ve diğer yatırım araçları ile ilgili getiri bilgilerinin resmi kurumlardan sorulup tesbit edildikten sonra, uzman bilirkişi kurulundan, tahsiline karar verilen davacı alacağının temerrüt tarihinde bu yatırım araçlarından oluşacak sepete yatırılması ve değerlendirilmesi halinde tahsil tarihlerinde asıl alacakla birlikte getirisinin ulaşabileceği miktar ile tahsiline hükmedilen asıl alacak ve bu alacak için temerrüt tarihinden tahsil tarihlerine kadar davacının tahsil edebileceği ve tahsil ettiği faiz miktarı ve toplam miktar ve bu şekilde bulunacak toplam miktarlar arasındaki fark konusunda gerekçeli, ilk derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi denetimine elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek faizle karşılanamayan zarar konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir."
29.07.2023
Prof. Dr. Umut Yeniocak